20. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali dördüncü haftasında “Parola: Barış” bölümüyle izleyiciyle buluşuyor. 26-27 Kasım tarihlerinde Babamın Çalıya Döndüğü Gün,Yaz Ülkesi ve Almanya, Solgun Ana filmlerinin gösterimi var.
Dünyanın Ukrayna’dan Tayvan’a kadar irili ufaklı savaş ve çatışmalarla yüz yüze kaldığı bir ortamda 20. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali, “Parola: Barış” diyor ve bu bölümde gösterilecek filmlerle savaşların yıkıcı etkilerine sinemacı kadınların gözünden bakıyor.
Yeni Alman sinemasının öncülerinden, kült feminist filmleriyle tanınan Helma Sanders-Brahms’ın 1979 yapımı Almanya, Solgun Ana / Germany, Pale Mother filmi, 26 Kasım Cumartesi günü saat 20.00’de gösterime girecek. Çok sayıda uluslararası ödülün sahibi ve Almanya’nın en büyük sinema ödülü Altın İstiridye’yi alan ilk kadın sinemacı Helma Sanders-Brahms’ın filmi, Nazi döneminden 2. Dünya Savaşı’na ve 1950’lere uzanan bir aralıkta, Almanya’da erkekler dünyayı paylaşma savaşıyla meşgulken bir kadının çocuğuyla hayatta kalma mücadelesini anlatıyor.
27 Kasım Pazar günü iki filmi izleyiciyle buluşacak. Saat 18.00’de Hollandalı yönetmen Nicole Van Kilsdonk’un Babamın Çalıya Döndüğü Gün / The Day My Father Became a Bush filmi var. Birçok uzun metraj film ve televizyon dizisi yöneten Nicole Van Kilsdonk, bu yapımda küçük bir kızın savaş serüveni aracılığıyla, savaşın, sınırların, bürokrasinin, düşmanlığın nasıl musibetler olduğunu hiç şiddet göstermeden gözler önüne seriyor.
Saat 20.00’de ise İngiliz oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve senarist Jessica Swale’in Yaz Ülkesi / Summerland filmi izleyiciyle buluşacak. Televizyon, tiyatro ve film endüstrisinde kadınların güvenli, eşit ve adil koşullarda çalışması için faaliyet gösteren Times Up gönüllüleri arasında yer alan Jessica Swale’in 2020 yapımı Yaz Ülkesi filmi, 2. Dünya Savaşı döneminde İngiltere’de geçiyor. Ünlü İngiliz oyuncu Gemma Arterton’un başrolünü oynadığı film, bombardıman nedeniyle Londra’dan tahliye edilen çocuklardan Frank’in, Güney İngiltere sahilinde sakin bir hayat süren münzevi yazar Alice’in kapısını çalmasıyla başlıyor. Alice ile Frank’in geçmişlerinde beklenmedik ortaklıklar ve kesişmelerin ortaya çıkmasıyla ikili arasında yeni bir bağ ve iletişim gelişiyor.
Kadın Cinayetleri Önlenebilir forumu 27 Kasım’da yayında!
13 Kasım’da yapılan ancak Taksim bombalı saldırısı, sosyal medyadaki bant kısıtlamaları nedeniyle yayınlanamayan Kadın Cinayetleri Önlenebilir forumu da 27 Kasım’da filmmoronline ve Filmmor Youtube kanalından simultane tercüme ile yayınlanacak.
Hülya Uğur Tanrıöver’in kolaylaştırıcılığında yapılan forumda; Dünya Kadın Yürüyüşü’nden (World March of Women) Bruno Provazi; Meksika’da cinskırımın yok ettiği kadınları çizimleriyle yaşatmaya çalışan Hepimiz Burada Değiliz’den (No Estamos Todas) Gabriela Coronado-Téllez; “töre” ve “namus” cinayetlerinden kadın cinayetlerine, uzun yılların mücadele deneyimiyle KAMER’den Nebahat Akkoç; kadın cinayetlerindeki cezasızlıkla mücadele ederken kapatma davalarıyla karşılaşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Fidan Ataselim; cinskırımı önlemek için gereken yasal düzenlemelerden önce var olan yasaların uygulanması talebini yükselten EŞİK: Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan Özgül Kapdan; kadın cinayeti davalarında kadınlar için adalet arayan Akdeniz Feminist Avukatlar Ağı’ndan Aylin Onursev; Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği 1 Temmuz 2021’den beri kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınlara adanan U’Sandık (Unutmamak için Dijital Sandık)’tan Emel Armutçu, kadın cinayetleri ile mücadele deneyimlerini tartışıyor.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
Bir Cevap Yaz